Şizofreni

Şizofreni

Kronik seyirli, hezeyan, halusinasyon, dezorganize konuşma, dezorganize veya katatonik davranışlar gibi pozitif belirtiler; afektif küntleşme, aloji, anhedoni gibi negatif belirtiler; sözel akıcılıkta, dikkatte, yürütücü işlevlerde bozulma gibi bilişsel belirtiler; depresif ya da anksiyöz duygudurum gibi affektif belirtiler ile agresyon gibi davranışsal semptomlarla seyreden en iyi bilinen ve en sık rastlanan psikotik hastalıktır.

Yaşam boyu prevalansı %1–1,5 arasındadır. Kadın ve erkeklerde görülme oranı aynıdır. Erkeklerde 15–25 yaşlarında, kadınlarda 25–35 yaşları arasında başlangıç görülür. Erkeklerde hastalığın seyri daha kötüdür.

Şizofreni tanısı koyabilmek  için çoğunluk tarafından kabul edilmiş  olan Amerikan Psikiyatri Birliği’nin DSM-IV tanı kriterleri kullanılmaktadır. DSM-IV kriterlerine göre şizofreniye özgü patognomonik belirtiler yoktur. DSM-IV’ e göre şizofreni üç tanısal gurupta değerlendirilir. Bunlardan birincisi sanrılar, varsanılar, çağrışımda ve duygulanımda bozukluklar ile dezorganizasyon belirtilerinin varlığıdır. İkincisi bu olgularda okul iş,  kişilerarası ilişkiler ve kendine bakımda yıkım olmasıdır.  Üçüncü gurupta ise en az 6 aylık bir sürenin geçmiş olmasıdır. Diğer ölçütler ise diğer tanı gurupları ile ilişkileri belirtir.

ŞİZOFRENİDE KLİNİK BELİRTİ  VE BULGULAR

 Şizofreniye özgü,  patognomonik tanı koydurucu klinik bir semptom yoktur. Şizofrenide rastlanılan her klinik bulgu ve belirti diğer nöropsikiyatrik hastalıklarda da görülebilir. Bu nedenle basit bir ruhsal durum muayenesi ile şizofreni tanısı koyabilmek neredeyse olanaksızdır.(53)

Hastalığın prodromal fazından önce premorbid belirti ve bulgular saptanabilmektedir. Şizofreni hastalarının premorbid öyküsünde sıklıkla şizoid veya şizotipal kişilik örüntüsüne rastlanılmaktadır. Bu tabloda kişilik;  sessiz, pasif, içe dönük olarak belirlenebilir. Sonuçta  az sayıda yakın arkadaşının olduğu ve romantik ilişkilerinin beklenen düzeye gelemediği görülür. Aile ve arkadaşları hastada aylardır varolan değişimin sürdüğünü, okul, iş ve sosyal etkinliklerde eskisi gibi işlev gösteremediğini fark ederler. Bu dönemde hasta felsefi, büyüsel ve mistik yeni uğraşılar geliştirmeye başlayabilir.

Hastaların genel görünümü bakımsız, eksite bir kişiden, titiz giyimli,  tamamen sessiz ve hareketsiz bir kişiye kadar geniş bir alanı kaplar. Garip postürler sergileyip, varsanılara yanıt olarak ajite olabilir ve şiddet davranışı gösterebilir.Bazı klinisyenler tarafından duygusal yakınlık oluşturamamaktan kaynaklanan ve sezgisel bir deneyim olan ‘’Precox Hissi’’ tanımlanmıştır.

Şizofreni hastalarında ortaya çıkan depresyon,  akut psikozun bir bulgusu olabildiği gibi psikotik bir epizodun takipçisi de olabilir. En sık işitme duyusu ile ilgili algısal bozukluk saptanmakla birlikte, beş duyudan herhangi birisi varsanısal yaşantılardan etkilenebilir.